İsrail ordusunun Gazze’deki sivillere tahliye uyarıları hata ve çelişkiler içeriyor

BBC’nin yaptığı bir araştırmada, İsrail’in Gazze’ye saldırılarından önce Filistinlilere yaptığı uyarılarda çok sayıda önemli hatanın bulunduğu tespit edildi.

İsrail ordusunun Gazze’deki sivillere tahliye uyarıları hata ve çelişkiler içeriyor
REKLAM ALANI
Yayınlama: 04.04.2024
A+
A-

BBC’nin yaptığı bir araştırmada, İsrail’in Gazze’ye saldırılarından önce Filistinlilere yaptığı uyarılarda çok sayıda önemli hatanın bulunduğu tespit edildi.

Uyarılarda çelişkili bilgiler vardı, kafa karıştırıcıydı ve bazen bölgelerin adları yanlış yazıldı.

Uzmanlar, bu tür hataların İsrail’in uluslararası hukuk nezdindeki sorumluluklarını ihlali anlamına gelebileceğini söyledi.

İsrail Ordusu ise uyarıların kafa karıştırıcı ya da çelişkili olduğu yönündeki tüm söylemleri reddettiğini açıkladı.

Yazılı açıklamada, BBC’nin incelediği uyarıların “sivilleri zarar görebilecekleri yerlerden tahliyeye teşvik etme yönündeki yoğun çabalarının sadece bir parçası olduğu” savunuldu.

Uluslararası insani hukuk, koşulların el vermediği durumlar dışında, saldıran güçlerin sivilleri etkileyebilecek saldırıları öncesinde etkin bir uyarıda bulunmasını şart koşuyor.

İsrail saldırılarına devam ederken, uyarı sisteminin sivillerin tehlikeden kaçmasına yardımcı olması için tasarlandığını iddia ediyor.

Sistem Gazze haritasını numaralandırılmış yüzlerce bloğa ayırıyor. Bu, Gazze’deki halkın daha önce kullanmadığı bir sistem.

İsrail, Gazzelilerin hangi blokta olduklarını, tahliye uyarısı yapıldığında hangi bloğa gitmeleri gerektiğini söyleyen interaktif bir harita oluşturdu.

Ocak sonunda İsrail Ordusu’nun X’te yaptığı paylaşımda, bir kare kodla ana blok haritasına bağlantı veriliyordu.

Gazzeliler internete girmekte ve sistemi anlamakta zorlanıyor

Ancak konuştuğumuz Gazzeliler, sisteme erişmek için internete girmekte zorlandıklarını, ayrıca anlamanın da kolay olmadığını belirtiyor.

BBC, İsrail Ordusu’nun Facebook, X ve Telegram platformundaki Arapça sosyal medya kanallarını inceledi. Buralarda uyarılar yapılan yüzlerce paylaşım bulduk.

Aynı uyarı sıklıkla, art arda günlerde ya da farklı günlerde, farklı kanallardan tekrar tekrar paylaşılıyor ve bazen küçük değişiklikler yapılıyordu.

Ayrıca, fotoğraflanan ve internette paylaşılan uyarı broşürlerini de inceledik. İsrail Ordusu, Gazze üzerinde 16 milyon bu tür broşür atıldığını söylüyor.

İsrail uluslararası baskı altında, öncesine kıyasla daha net uyarılarda bulunulması amacıyla blok sistemini 1 Aralık’ta başlatmıştı.

Uyarılar üzerindeki analizimiz, bu tarihten sonrakilere odaklandı.

Bu tarihten sonraki tüm İsrail Ordusu paylaşımlarını ve broşürlerini 26 farklı uyarıda gruplandırdık.

Bunların büyük çoğunluğu blok sistemine referansta bulunuyordu.

İsrail Ordusu BBC’ye internetten ve broşürlerin yanı sıra yaklaşan saldırılar konusunda daha önceden kaydedilmiş telefon mesajları ve bireysel aramalarla da uyarılar yaptıklarını söyledi.

Gazze’den sahadan kapsamlı bilgi almak mümkün değil ve telefon şebekesi ağır hasar aldığı için BBC, mesajlar ve sesli aramalar konusunda kanıt toplayamadı.

26 ayrı uyarıda İsrail Ordusu’nun halkın tehlike bölgelerinden kurtulmak için kullanabileceği belirli bilgilerin olduğunu tespit ettik.

Ancak 17’sinde hatalar da vardı.

Bu hatalar şöyleydi:

Buna ek olarak, bir uyarıda bir bölgede listelenen mahalleler aslında bir başka bölgedeydi. Bir diğerinde iki mahallenin blok numaraları karıştırıldı. Bir üçüncüsünde de metinde listelenen bazı bloklar, eşlik eden haritada Gazze’nin öbür tarafında gösteriliyordu.

İsrail Ordusu’yla bu hatalarla ilgili temas ettiğimizde, haritalardaki belirli sorunlara yanıt verilmedi, ancak paylaşımlardaki metnin yeterince açık olduğu savunuldu. Ayrıca, insanlara gidebilecekleri yerler oklarla gösterildiğinde “okların genel bir yönü işaret ettiğinin açık olduğu” iddia edilirken, asıl bilginin metinde verildiği tekrarlandı.

Oxford Etik, Hukuk ve Silahlı Çatışma Enstitüsü’nün Direktörü Janina Dill, bu yanlışların ve hataların İsrail’in uluslararası hukuktaki “etkin önceden uyarı verme” zorunluluğunu ihlal etmiş olabileceği anlamına geldiğini söyledi.

Uyarıların çoğunda hatalar varsa ve sivillerin anlayabileceği kadar net değilse, Dill’e göre “bu uyarılar uluslararası hukuk uyarınca düzgün bir şekilde görevlerini yapmıyor.”

Exeter Üniversitesi’nden Uluslararası Hukuk Profesörü Kuba Macak da hataların uyarıların işlevlerini boşa çıkardığını ve bu işlevin de “sivillere kendilerini koruma şansı vermek” olduğunu söylüyor.

Blokların numaraları anlaşılır değil

Aralık ayında Gazze şehrinden teknoloji girişimcisi Saleh, çocuklarıyla birlikte eşinin ailesinin Gazze’nin orta kesimlerindeki Nuseyrat’ta bulunan evine sığınmıştı.

Saleh evde elektrik ya da telefon sinyali olmadığını ve internetin de uzun sürelerle kesildiğini anlatıyor.

Yakındaki bir okulun bombardımanında insanların öldüğünü ve kaçtıklarını gördüğünü, İsrail Ordusu’ndan herhangi bir tahliye detayı almadıklarını vurguluyor.

En sonunda, birinden Mısır ve İsrail’deki veri şebekelerine erişmesini sağlayan bir sim kart buldu ve İsrail hükümetine ait bir Facebook sayfasında tahliye uyarısını gördü.

“Bazı mesken blokları için tahliye emri vardı, ancak hangi blokta yaşadığımızı bilmiyorduk. Bu büyük bir tartışmaya dönüştü” diyor Salah.

Salah internete ara ara bağlanabiliyordu ve savaştan hemen önce İngiltere’ye giden eşi Amani’ye mesaj attı.

Amani internete girebiliyor ve İsrail Ordusu’nun ana blok haritasına ulaşıp kocasının tam anlamıyla nerede olduğunu tespit edebiliyordu.

Ama sonra Facebook’taki uyarı mesajına baktıklarında, çift Salah’ın kaldığı blokun ikiye bölündüğünü gördü.

Bu da ailenin kafasını daha da karıştırdı.

En nihayetinde, Salah çocuklarıyla birlikte evi terk etmeyi seçti.

Ancak ailesinin bir kısmı çatışmalar iyice şiddetlenene kadar evden çıkmadı.

Bu tutarsızlıklara karşın, İsrail Ocak ayında bu blok uyarı sistemini, Uluslararası Adalet Divanı’nda, Güney Afrika’nın soykırım yapıldığı iddiasıyla açtığı davada savundu.

İsrail’in avukatları, ülkenin sivilleri korumak için elinden geleni yaptığını savunuyor ve “tüm bir bölgenin tahliye edilmesi yerine, belirli bölgelerin geçici olarak tahliye edilebileceği ayrıntılı bir sistem hazırlandığını” söylemişti.

Sosyal medyada yayımlanan bir uyarıyı kanıt olarak sundular. Ancak BBC bu uyarıda da iki hata buldu.

55 ve 99 numaralı bloklar 13 Aralık’taki uyarının metninde geçiyordu. Ancak haritada gösterilmemişlerdi.

Tutarsızlıklar

İsrail Ordusu, bir blok numarası özel olarak metinde geçiyorsa bu uyarının yeterince net olduğunu söyledi.

İsrailli avukatlar ayrıca, İsrail Ordusu’nun Arapça Twitter hesabı üzerinde tahliye edilen alanlara yakın sığınakların yerleri konusunda da bilgi sağladığını savundu.

Ancak incelediğimiz sosyal medya uyarıları ve broşürlerin hiçbirinde sığınakların adları ve tam yerleri yer almıyordu.

BBC araştırması aynı zamanda İsrail Ordusu’nun blok sisteminin tutarsız kullanıldığını buldu.

26 uyarının dokuzunda bir dizi blok numarası ve mahalle ismi vardı.

Dokuzunda ise blok numaraları hiç yoktu.

32 kişilik Abdu ailesi de savaşın başlarında Gazze Şehri’nden bölgenin orta kesimlerine kaçtı.

Sonra da Aralık ayında bir uçaktan atılan uyarı broşürünü aldılar.

BBC’nin gördüğü aile Whatsapp grubundaki mesajlarda, iki gün boyunca broşürde aslında ne demek istendiği tartışılıyor.

Broşürde, tahliye edilmesi gereken mahalleler listeleniyordu, ancak aile bunların çoğunun nerede olduğunu bulamadı.

Uyarıda insanlardan, “El Bureyj kampı, Badr Mahalleleri, Kuzey Kıyısı, ve Gazze Vadisi’nin güneyindeki El Nuzha, El Zahra, El Burak, Al Ravda ve El Safa’nın boşaltılması” isteniyordu.

Yakındaki El Zahra ve Badr’i bulabildik; ancak Gazze Vadisi nehir yatağının kuzeyindeydiler.

Gazze Vadisi’nin “güneyindeki bölgelerde” El Ravda ya da El Nuzha mahallelerini bulamadık.

Abdu ailesi ne yapacaklarına karar vermekte zorlandı.

Kalıp, şiddetli çatışmalara yakalanma riskini mi alacaklardı, yoksa terk edip bulabilecekleri tek sığınaktan mı olacaklardı?

Kaçtıkları yerde daha yoğun saldırılar oldu

Bazıları uyarıyı dinleyip, “Deyr el Balah’taki sığınaklara” gitti.

Ancak buraya ulaştıklarında güvende hissetmeyip, geri döndüler. Öleceklerse, hep beraber ölmeye karar verdiklerini söylediler.

Oregon Eyalet Üniversitesi’nden Jamon Van Dan Hoek ve New York City Üniversitesi’nden Corey Scher’in incelediği uydu verileri, ailenin bir süreliğine kaçtığı Deyr el Balah’ın, terk ettikleri bölgeden daha yoğun saldırılara uğradığını gösteriyor.

İsrail Ordusu, “sivil varlığı ve bu saldırılardan sonraki sivil hareketlerinin” incelendiğini, kafa karıştırıcı ya da çelişkili olmadıklarını” savundu.

Ayrıca uyarılarının “Gazze’de sayısız sivilin hayatını kurtardığını” söylediler.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.